Bu bölümdeki deneme yazısını inceleyip dil ve kültür arasındaki ilişkiyi açıklayan, dil ve kültür ilişkisi ile ilgili kompozisyon konusunda fikir edinebilirsiniz.
Dil bir milletin varlığını simgeler. Dil bu yönüyle milletin geçmişi ve geleceği arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Tarihimizi, edebi eserlerimizi, sanat anlayışımız dil ile gelecek nesillere aktarırız. Kültür de bir milletin maddi ve manevi her türlü varlığıdır. Aslında dil ile oluşturulan bütün eserler kültürün bir parçasıdır diyebiliriz. Bu anlamda dil kültürü oluşturan unsurların başında gelmektedir. Yani dil ve kültür birbirinden ayrı düşünülemez.
Kültür denilen şey, milletim örf ve adetleri gelenek görenekleri, tarihi eserler sözlü veya yazılı eserleri kısacası her şeyidir. Bütün bu unsurlar dil aracılığıyla geleceğe kolay bir şekilde taşınmaktadır. Bu açıdan baktığımızda dil ve kültür arasındaki ilişki de gün yüzüne çıkmaktadır. Dil olmasaydı tarihimizi tam anlamıyla öğrenemezdik. Yaşantı biçimimizden bihaber olurduk.
Kültürü oluşturan bütün değerler dil ile gelecek kuşaklara aktarılır. Milli kültür diye tabir edilen bir kavram duymuşsunuzdur. Milli kültürü oluşturana birçok faktör vardır. Dil bu faktörlerin en önemlisidir. Dolayısıyla dil kültürün taşıyıcısı anlamında çok önemli bir işleve sahiptir. Bizler milletimin geçmişine ait birçok bilgiye sahipsek, bunu tamamıyla dilimize borçluyuz. Gördüğünüz gibi, tarihten tutun da folklorumuza kadar her şeyi dil sayesinde öğreniyoruz. Çünkü dil yaşayan bir şeydir. Kültürün oluşumundaki başlıca etkendir.
Her milletin bir hayat felsefesi vardır. Bu felsefe ile milletin kültürel ögeleri ortaya çıkar. Milli kültürün önemli bir parçası da dildir. Dil, bir taraftan kültürel bir öge olmakla birlikte diğer taraftan da maddi, manevi bütün kültürle ögeleri yeni nesillere aktarılmasını sağlar.
Bir milletin resmi dili, kelime hazinesi, edebi eserleri, tarihine ait her bilgi, mimari eserleri, müziği, sanatı, yaşam tarzı, inanışları gibi etkenler kültürü oluşturan çok önemli unsurlardır. Bu değerleri yaşatılması, geleceğe aktarılması köprü rolü üstlenen dile bağlıdır. Dolayısıyla dil ve kültür ilişkisi bir millet var oldukça sürekli canlı olacaktır.
Dil milletin kişiliğini yansıtan bir aynaya benzetebiliriz. Bir millet, ana dili ile varlığını kanıtlar. Bütün kültürle eserler de dil etrafında şekillenir ve ileriye taşınır. Diline sahip çıkmayan milletler ister istemez tarih sahnesinden silkinmeye mahkumdur. Dilini kaybeden millet kültürünü de kaybeder desek yanlış olmaz. Dilin milletlerin hayatındaki önemi işte bu noktada açığa çıkmaktadır. Kısacası dil ve kültür arasındaki ilişki her dönemde geçerliliğini korur.
Dil milletin kendine özgü olan çok önemli bir değeridir. Bu değere sahip çıkmalıyız. Kültürle yakın bir ilişkisi olan ana dilimiz bizim adeta her şeyimizdir diyebiliriz. Kültürümüzü yaşatan, ayakta tutan dildir. Bundan dolayı dilimiz özenerek kullanmak gerekir. Yabancı dillere özenenleri görünce üzülmemek elde değildir. Zira dilimizde her varlığın bir karşılığı mevcuttur. Dil hem milletimiz için hem de kültürümüz için en büyük varlık sebebidir.
Sonuç olarak milletlerin yaşayış tarzı, yazılı ve sözlü eserleri, tarihi eserleri, gelenekleri, el sanatları, halk oyunları, destanları, türküleri o milletin kültürünü meydana getirir. Bütün bu değerler dil ile yeni nesillere taşınır. Dil ve kültür arasındaki ilişki bu şekilde açıklanabilir.
Labels:
Kompozisyon