Bu bölümdeki metni inceleyip “İnsanlar; düşünmek sevmek ve inanmak için dünyaya gelmiştir.” (J.J.Rousseau) özdeyişini açıklayan bir kompozisyon yazınız için fikir alabilirsiniz.
Hayatta kalmak için su, oksijen ve beslenme ne kadar gerekliyse düşünmek, sevmek ve inanmak da o kara gereklidir. Zaten sevmek, yaşamın tadına varmayı sağlar. Sevgi olmadan hiçbir şeyin tadı olmuyor. Yani sevmek duygusuyla insanlar için her şey daha anlamlı bir hal alıyor. Bu noktada sevgiyi hayatın merkezine almak yapılacak en anlamlı iştir.
Düşünmek insana özgü bir özelliktir. Düşünerek hayatı sorgular, yaşamın bütün sırlarına ereriz. Davranışlarımızı da böylece kontrol etmeyi öğreniriz. Hayatımız bu sayede kolaylaşır. Mesela geleceği düşünmek zorundayız. İleride hangi meslekte iş bulmak istiyorsak düşünme becerimizi harekete geçiririz. Veya toplumda nasıl davranırsak her şey daha güzel olur? İşler nasıl rayına oturur diye kafa yorarız. Bu gibi konular düşünmenin bir gereklilik olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla düşünmek insanları yanlış yapmaktan koruyan biz niteliğe sahiptir.
İnanmak konusu da çok önemlidir. İnsan evreni yaratan bir yaratıcının olduğuna inanır. Başımız sıkıştığında, dua eder, mutlu anlarımızda şükrederiz. Bununla birlikte bir şeye inanmak başarıyı beraberinde getirir. İnanmak olmasa hiçbir konuda motive olamayız. Dolayısıyla insanlar için sevmek, düşünmek ve inanmak hayatı anlamak demektir. Bu üç kavramı pratikte uyguladığımız zaman tam anlamıyla insana uygun davranmış oluruz.
Sonuç olarak insan düşünerek akla uygun davranır ve dünya hayatını kolaylaştırır. Severek hayatını güzelleştirir, yaşamın tadına varır, olumlu anlamda insan ilişkileri kurar. İnanarak hayatta birçok başarı yakalar ve kendine olan öz güvenini artırır. O yüzden bu üç değere hayatımızda ayrı bir önem vermeliyiz.
Labels:
Kompozisyon