Bu bölümdeki metni inceleyerek ateş düştüğü yeri yakar atasözü ile ilgili konuşma sınavı için kısaca ilham alabilirsiniz.
Merhaba, bugün size ateşin düştüğü yeri yakması ne demek, onu anlatacağım. Acı nereye düşerse, orada yaşayan insanlar bundan etkilenir. Dışarıda başkaları için bu acı çok bir şey ifade etmez. Bir evde yaşayanları ilgilendiren kaza, ölüm, ağır hastalık veya kötü bir olay yaşandığında o evde yaşayanlar bu acıyla yüzleşir. Bu kötü durum en çok onları üzer.
Bir eve ateş düşmesi, o ev ahalisinden birinin başına kötü bir şey gelmesi şeklinde düşünülebilir. Bu olumsuzluk bir ölüm haberi, veya kazaya uğrama gibi olabilir. Düşen ateşin sebebi ne olursa olsun bunun acısını en çok o evin halkı yaşar. Tanıdıkları, yakınları konu komşuları onları teselli etmek ve acılarını paylaşmak için ziyarette bulunur. Geçmiş olsun dileklerini iletirler ama oradan ayrıldıktan sonra bu üzüntü onları kısa sürede terk eder.
Örneğin vatani görevini yaşayan bir askerimizin şehit olması en çok ailesini üzer. Bu ateş onun evine düştüğü için acının en yoğun halini o evde yaşayan bireyler hisseder. Diğerleri çok üzüldüm, başınız sağ olsun der ve bir müddet sonra gider. Oysa annesi, babası, kardeşleri derin üzüntünün uzun süre etkisinden kurtulamaz. Günlük hayatta bu konuya dair pek çok örnek görüyoruz. Birisi ağır hastalığa yakalanıyor. Onun ailesinden daha çok üzülen kimseyi göremiyorsunuz. Bir kazaya kurban giden, sele kapılan insanlar görüyorsunuz. Onların birinci dereceden yakınları dizlerini dövüyor, ağlayıp feryat ediyor, uzun süre bunun etkisini üzerinden atamıyor ama onları tanıyanlar için bu üzüntü çok fazla sürmüyor.
Sonuç olarak kimin başına kötü ve üzücü bir durum gelirse onlar olayın merkezindedir. Bu acıdan en çok onların etkilenmesi kaçınılmazdır. Başkalarının üzüntüsü gelip geçicidir. Çünkü kimse başkasının pek de umurunda değildir. Her şey biraz görünüşten ibarettir. İnsanlar genel olarak başkalarının başına gelen bir felakete tam anlamıyla üzülmüyor, herkes kendi hayatına kaldığı yerden devam ediyor.